14 Ocak 2016 Perşembe

HDP Demokrasi Platformu Duyuru ve Çağrısı

HDP 7 Haziran seçimlerinde Türkiye’deki Demokrasi Mücadelesi için bir umut olarak ortaya çıktı. Ama seçimlerden kısa bir süre sonra bu umudun yerini hayal kırıklıkları aldı.
Ne yazık ki, olayların hızlı gelişimi ve iktidarın baskıları nedeniyle bu olumsuz gidişin temeldeki nedenleri üzerinde hiç durulmadı ve tartışılmadı.
Ama tek ve esas neden bu değildir. Maalesef, HDP’de bunu yapacak bir ortam ve araçlar  (örgütsel yapı) da yoktur.
Örneğin böyle bir tartışma ancak her görüşün doğrudan tüm üyelere tezlerini aktarabilme ve onları kendi görüşlerine kazanabilme yollarının açık olması halinde mümkün olabilir.

Ama HDP’de ne böyle bir olanak vardır; ne de böyle bir olanağın olması istenmektedir. HDP’de her üyenin doğrudan tüm üyelere erişme hakkı ve koşullarını oluşturmak bir yana; bütün muhalefet şerhlerinin veya eleştirilerin yukarıdaki organlara iletilmesi istenmektedir. “Yukarıdaki organlar, bunları değerlendirir; uygun ve gerekli görürse iletir” yaklaşımı egemendir.
Üst organların dolayımı, değerlendirmesi ve denetimi yolundan tüm örgüte ulaşmanın, örgüt içi demokrasiyle hiçbir ilişkisi olmadığı ortadadır.
Sadece bu gerçek bile HDP’nin nasıl bir yeniden yapılanma ihtiyacı içinde olduğunu gösterir. HDP’nin bugünkü yapısı, yeniden yapılanma tartışmasını bile engellemektedir.
Kaldı ki, sadece HDP’nin örgütsel yapısı, anti demokratik, bürokratik ve hantal değildir; HDP’nin programı da tutarlı ve radikal bir demokrasiyi hedeflemekten çok uzaktır.
HDP’nin programının en temel yanlışı özünde şöyle formüle edilebilir: politik olanın, yani devletin diller, dinler, kültürler, etniler, “uluslar” vs. körü olmasını hedeflememektedir. Program, devletin dili, dini, etnisi, kültürü olmamasını değil; aksine onları tanımasını; yani politik olanın dillere, dinlere, etnilere, kültürlere vs. göre tanımlanmasını hedeflemektedir. Bunun demokrasiyle ilgisi yoktur.
Bu anti demokratik karakter, bugün Türkiye’nin en somut sorunu olan “Kürt Sorunu”nda somut olarak şöyle ifade edilebilir:
Gerçek demokrasi programı, Kürtlüğün de tanımasını; “statüsünü” değil; Türklüğün de tanınmamasını; Türklüğün de statüsüzlüğünü savunur ve savunmalıdır.
Sorun “Kürt Sorunu” değil, Türk Sorunu’dur.
Kürtlüğün de tanınması değil; Türklüğün de tanınmaması; hiçbir dilin ya da dinin tanınmamasıdır. Devletin bunlar karşısında kör olması savunulmalıdır.
Diğer ve daha genel ifadeyle, ulusun ya da politik olanın (devletin) dillere, dinlere, kültürlere vs. göre mi tanımlanacağı; yoksa böyle tanımlanmaya karşı mı tanımlanacağıdır. “Demokratik Bir Cumhuriyet” ve “Demokratik Bir Ulus” ancak ikincisiyle mümkündür.
HDP bugünkü programını değiştirmeden, bunun için de bir program tartışması açmadan tüm Türkiye hatta Ortadoğu’daki Demokratik güçleri ve özlemleri birleştiremez.
HDP’nin programının tutarlı ve radikal bir demokratik program olmaması, aynı zamanda stratejinin de tüm demokratik güçleri toparlayacak bir strateji olmasını engellemektedir. Diğer dillerin, dinlerin, kültürlerin de tanınması için bir program Türkleri kazanamaz; çünkü bu aynı zamanda birlikteliği veya ayrılmayı, o dile, dine göre belirlenmiş politik birimlerin kendisine bırakarak, ilk krizde, bunların birbiriyle boğazlaşmasının yolunu açmaktadır. Bunun tamamen yanlış bir çözüm olduğu, Balkan ve Sovyetler deneylerinde tarihsel olarak kanıtlanmıştır.
Türkleri, yani ezen çoğunluğu demokrasiye kazanmanın tek yolu, Türkleri, Türklüğün de tanınmadığı, Türklüğün, Kürtlüğün vs. kişilerin özel sorunu olduğu bir gerçek demokrasi için mücadeleye çağırmak olabilir. Yani “Türkiyelileşme”, özünde ve daha doğru ifadeyle Demokratikleşme olabilir ve olmalıdır.
Özetle HDP programıyla, stratejisiyle ve örgütsel yapısıyla baştan aşağıya yeniden yapılanmak; amaç ve yapı olarak demokratikleşmek zorundadır. Bunu yapabildiği takdirde, sadece Türkiye ve Kürdistan’daki değil; tüm Ortadoğu’daki umutsuzların umudu olabilir. Tüm ezilenleri birleştirip bölgenin kaderini değiştirebilir.
*
Bu öncüllerden hareket eden HDP ve HDK üyeleri, sempatizanları, gönüllüleri ve destekleyicileri olan bizler, HDP’yi tüm program ve örgütsel yapısını; hiçbir tabu tanımadan, acımasızca eleştireceği bir tartışmaya çekmek ve böyle bir tartışma aracılığıyla bugünkü program, strateji ve örgütsel yapısını baştan aşağı değiştirmek istiyoruz.
Çağrıların ancak bir somut güce dayandığı takdirde bir başarı şansı olabileceğinin; HDP’ye egemen olan yapının aynı zamanda bu değişimin önündeki en büyük engel de olduğunun elbette bilincindeyiz.
Bu nedenle, aşağıda imzaları olan bizler HDP’nin yukarıda kısaca özetlenen ve örneklenen yönde bir değişiminden veya daha farklı bir değişimden yana olsa bile; böyle bir tartışmadan yana olanları bir platform oluşturmaya çağırıyoruz.
Bunun için ilk elde, HDP Demokrasi Platformu isimli bir e-mail grubu kurduk.
Platformun ve onun şu anki somut biçimi olan Mail Grubunun amacı söyle tanımlanmıştır:
HDP Demokrasi Platformu, HDP'nin gerçekten demokratik bir programa ve demokratik bir işleyişe sahip olmasını hedefleyen üye ve sempatizanların tartışmalarını yürütmek ve çalışmalarını koordine etmek için bir e-mail grubudur. Grubun yazışmaları herkese açıktır, yazışmalara sadece üyeler katılabilirler. Üye olmak için bir yöneticinin onayı veya bir üyenin önerisi gerekir.”
HDP’de değişim isteyenleri bu gruba katılmaya; HDP’de değişimi sağlamak için güçlerini birleştirmeye çağırıyoruz.
Gruba üye olmak için şu yollar izlenebilir:
1)     hdp-demokrasi-platformu+subscribe@googlegroups.com adresine boş bir e-mail yollayabilirsiniz. Bunun için de çoğu durumda, yukarıdaki mavi adrese tıklamanız ve çıkacak boş mailin gönder ikonuna basmanız yeter.  Moderatör arkadaş sizin üyeliğinizi onaylar.
2)     Eğer bunu yapamıyorsanız hdp.demokrasi.platformu@gmail.com adresine bir mail ile isteğinizi bildirin. Arkadaşlar sizi üye yaparlar.
HDP Demokrasi Platformu Çağrıcıları
11 Ocak 2016 Pazartesi
1.      A. Seda Berzeg
2.      ahmet can
3.      ahmet göral
4.      Alemdar Kadıoğlu
5.      ali dogan
6.      Ali Nejat Sözen
7.      barış göral
8.      Bekir Yurdakul
9.      Can Can
10.  Demir Küçükaydın
11.  Dilan Tuğrul
12.  Edip Bal
13.  Ekrem Soybay
14.  Ferhat Berkpınar
15.  Feryal Vatan
16.  Gülseren Adaklı
17.  Hasan Cevad Özdil
18.  Hasan Gürkan
19.  Irfan Acikgoz
20.  İsmet Sekmen
21.  Kıvanç Ersoy
22.  Mehmet Ali Aslan
23.  Mesut Korkmaz
24.  Muammer Baburcan
25.  Murat Yüce
26.  Mustafa Covac
27.  Mustafa Nevzat Yüce
28.  Mustafa Yeşim
29.  Muzaffer Baburcan
30.  Namık Kuyumcu
31.  onur şentürk
32.  Ömer Bilal Karakaya
33.  Radife Karamanogullari
34.  Salih Kaya
35.  Sami Sarı
36.  Savaş Kündüroğlu
37.  Sengül Mor
38.  Serpil Arısoy
39.  Sezai Sarıoğlu
40.  YIlmaz Ocak
41.  Zeynel Abidin Çelebi


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder